Blog

Jean-Paul Sartre, 20. yüzyılın önemli filozoflarından biri olarak Fransız varoluşçuluğunun öncüsü olup, insan özgürlüğü, sorumluluğu ve bireyin kendi kimliğini oluşturma sürecini derinlemesine incelemiştir. 1943’te yayımlanan ' 'Varlık ve Hiçlik'' adlı eseri, özgür irade ve varoluşun anlamı üzerine önemli tartışmalara zemin hazırlamıştır. Sartre’a göre, insan varoluşu özden önce gelir; bu da bireyin hayatını anlamlandırma ve kendi seçimleriyle kimliğini oluşturma sorumluluğu

Hayatta bazı anlar vardır ki, içimizdeki bir ses bizi durup düşünmeye, yaşamımızı ve seçimlerimizi yeniden gözden geçirmeye çağırır. Modern hayatın yoğun temposunda, başkalarının beklentilerini karşılamaya çalışırken, bu ses bizi kendi gerçeğimize davet eder. Martin Heidegger, bu sesi "Vicdanın Çağrısı" olarak adlandırır. Ona göre, vicdan, bireyin kendi varoluşunu sorgulamasını ve daha sahici bir yaşam sürme isteğini harekete geçirir. Vicdanın sesi, bireyi "herkes gibi" olmak

📌Şu hayatta insana verilmiş en önemli hediyelerden biri unutmak. ''Unutmam'' demeyelim çünkü insan beyni bir yolunu bulur ve unutur....

"Odadaki Fil" ifadesi, sosyal psikoloji alanında da kullanılan bir metafordur. Bir grup insanın bir sorunu veya belirli bir durumu görmeme, fark etmeme veya konuşmama, kaçınma eğilimini anlatan bir metafor olarak kullanılır. Bu ifade, insanların bazen açıkça ortada olan bir durumu görmeme veya görmezden gelme eğiliminde olduğunu ifade eder.   Bu metafor, bir hikayeye dayanır: Efsanevi öyküye göre, bir grup kör insan bir filin etrafında toplanır ve her biri filin farklı bir bö

📌 Hannah Arendt’in (Siyaset Bilimci- Felsefeci) Kötülüğün Sıradanlığı kavramı, kötülüğün sadece kötü niyetli veya acımasız bireyler...

📌İş dünyasında suistimal, yalnızca finansal kayıplara değil, şirketin itibarı ve kurumsal kültürüne de ciddi zararlar verebilecek kritik...