top of page

SESSİZLİKLE BESLENEN, BÜYÜYEN ''ODADAKİ FİL''

Güncelleme tarihi: 14 Eki


ree

"Odadaki Fil" ifadesi, sosyal psikoloji alanında da kullanılan bir metafordur. Bir grup insanın bir sorunu veya belirli bir durumu görmeme, fark etmeme veya konuşmama, kaçınma eğilimini anlatan bir metafor olarak kullanılır. Bu ifade, insanların bazen açıkça ortada olan bir durumu görmeme veya görmezden gelme eğiliminde olduğunu ifade eder.

 

Bu metafor, bir hikayeye dayanır: Efsanevi öyküye göre, bir grup kör insan bir filin etrafında toplanır ve her biri filin farklı bir bölümünü hisseder. Ancak her biri sadece kendi hissettiği kısmı tanır. Bu insanlar, birbirleriyle etkileşime girip farklı hissettikleri kısımları paylaşmadıkları sürece, filin tamamını anlamak mümkün olmaz.

 

🐘Bu hikaye, insanların sınırlı bakış açıları, deneyimleri veya bilgileri nedeniyle bir konuyu tam olarak anlayamama eğilimini vurgular. "Odadaki Fil" ifadesi de bu bağlamda, bir grup insanın ortak bir durumu tam olarak anlamak için etkileşimde bulunmadığı veya görmeme eğiliminde olduğu durumları tanımlamak için kullanılır. Böyle bir durumda fil o oda da beslenir beslenir büyür.

 

📌 İş dünyasında da birçok kişinin şahit olduğu sorunlara karşı gösterilen sessizlik hali bu büyümeye katkı sağlıyor. Sessizliğe katkı sağlayanlar genellikle farklı niyetlerle hareket ederler. Kimisi bilinçli olarak sessizliği korurken, kimisi farkında olmadan bu döngüyü besler.

 

Fili besleyip büyüten bazı sessizlik cümleleri:

Sessizliği Teşvik Edenler

"Bunu şimdi konuşmayalım, zamanla düzelir." (Erteleme)

"Biz burada büyük resmi görüyoruz, herkes kendi işine odaklansın."(Bastırma)

"Bu konular yönetime ait, sizin düşünmeniz gereken şeyler değil.(Yetkisizleştirme)

 

Baskıyı Devam Ettirenler

"Bunu dile getirirsek başımız derde girer." (Korku yayma)

"Geçmişte de böyle oldu, kimse bir şey yapmadı." (Umutsuzluk aşılamak)

"Bu sistem böyle, değiştiremeyiz." (Direnç)

 

Sessizliği İçselleştirenler

"Benim fikrimin bir önemi yok." (Öğrenilmiş çaresizlik)

"Bunu söyleyince ne değişecek ki?" (Gereksiz görme)

"Ben karışmayayım, zaten değişmeyecek." (Pasif direniş)

 

Destekleyici Sessizlik

"Bunu konuşmak bize zarar verebilir." (Kendi güvenliğini koruma)

"Herkes böyle yapıyor, biz de uyalım." (Uyum sağlama)

"Boşuna risk alma, sonra hedef haline gelirsin." (Korku pekiştirme)

Bu cümleler sessizliği güçlendirerek, odadaki filin büyümesine neden oluyor. Gözünüz aydın kocaman bir filiniz oldu artık odaya da sığmaz.

 

📌Sessizlik sürdükçe, problem büyüyor, problem büyüdükçe sessizlik daha da derinleşiyor ve organizasyonun içinde kronik bir hale geliyor. Sürece kurumun içindeki kültürün, yamalı ve yaralı psikolojik güvenliğin katkısı oldukça yüksek. Sessizliği kırmak için bu kalıpları fark edip bilinçli şekilde alternatif iletişim yolları oluşturmak gerekir.

 

Kıymetle kalın,

Elif Yeniçeri

 
 
 

Yorumlar


bottom of page