“EY ÖZGÜRLÜK: HEM BİR ARMAĞAN HEM DE AĞIR BİR YÜKSÜN”
- Elif Yeniçeri

- 23 Eyl
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 14 Eki

Jean-Paul Sartre, 20. yüzyılın önemli filozoflarından biri olarak Fransız varoluşçuluğunun öncüsü olup, insan özgürlüğü, sorumluluğu ve bireyin kendi kimliğini oluşturma sürecini derinlemesine incelemiştir. 1943’te yayımlanan ''Varlık ve Hiçlik'' adlı eseri, özgür irade ve varoluşun anlamı üzerine önemli tartışmalara zemin hazırlamıştır. Sartre’a göre, insan varoluşu özden önce gelir; bu da bireyin hayatını anlamlandırma ve kendi seçimleriyle kimliğini oluşturma sorumluluğunu taşımak demektir.
📌Sartre’ın varoluşçuluğu, bireylerin yaşamlarının merkezinde özgürlüklerinin bulunduğunu ve bu özgürlüğün beraberinde getirdiği sorumluluğun önemini vurgular. Bu bağlamda kullandığı kumarbaz örneği, bu kavramların derinliğini anlamak için etkili bir araçtır: Bir kumarbaz bir gün kumar oynamamaya karar verir. Yüzeyde basit bir karar gibi görünse de Sartre, bu kararın aslında sonuca ulaşmış, bitmiş bir eylem olmadığını vurgular. Yarın aynı kişi tekrar kumarhanenin önünden geçtiğinde, kumar oynama arzusu yeniden canlandığında, aldığı bu kararı tekrar gözden geçirmek zorunda kalacaktır. Sartre burada önemli bir noktaya işaret eder: Özgürlük, bir kez verilen bir karardan ibaret değildir; sürekli olarak o kararı yeniden alma yetisine sahip olmaktır.
Bir birey hayatını değiştirmeye karar verdiğinde, her sabah uyandığında bu kararı tekrar vermesi gerekir. Aslında bu, her an, her dakika yeniden yapılması gereken bir seçimdir.
📌Örneğin; Bir kişi uzun yıllardır çalıştığı işten ayrılıp yeni bir kariyer yolu izlemeye karar verirken özgürlüğünün farkındadır. Ancak ertesi gün, eski iş yerinden olumlu bir haber aldığında veya çalışma arkadaşlarıyla karşılaştığında bu kararını yeniden gözden geçirme ihtiyacı doğabilir. O an, “Bu kararı gerçekten uygulayabilecek miyim?” gibi sorularla karşılaşabilir. Ya da bir kişi sağlıklı bir yaşam sürmeye karar verir ve düzenli spor yapıp sağlıklı beslenmeye başlayacağını söyler. İlk başta kararlıdır; spor salonuna üye olur ve sağlıklı tarifler dener. Fakat birkaç hafta sonra arkadaşları bir pizza partisine davet ettiğinde ya da soğuk bir kış sabahı spor yapmaya gitmek zor geldiğinde, bu kararı sorgular. O an, “Bu yaşam tarzına gerçekten sadık kalabilecek miyim?” diye düşünür. Her gün sağlıklı yaşamı seçme özgürlüğü olmasına rağmen, bu karar sürekli olarak yeniden alınması gereken bir sorumluluğa dönüşür.
📌Özgürlük bu nedenle ağır bir sorumluluktur. Çünkü verdiğimiz kararları hayatımıza kazınmış ve dokunulmaz hale getirilmiş bir gerçeklik olarak yaşayamıyoruz. Her defasında yeniden seçiyoruz, kararımızı tekrar onaylıyoruz ya da tam tersine, vazgeçiyoruz. Kendi varoluşumuzun sorumluluğunu almak da tam olarak bu sürekli seçim süreciyle ilgilidir.
Jean-Paul Sartre ile başladığım yazıma Zülfü Livaneli ile noktayı koyuyorum...
🎶"Bir sözün coşkusuyla
Dönüyorum hayata
Senin için doğmuşum haykırmaya
Ey özgürlük”🎧
Kıymetle kalın,
Elif Yeniçeri





Yorumlar