HAYATI HANGİ SIRADAN YAŞIYORUZ?

Hayatı nasıl yaşadığımız, sadece özel hayatımızla ilgili değildir.

Karar alma biçimimizden, ekip içindeki varlığımıza; risk alma kapasitemizden, değişimle kurduğumuz ilişkiye kadar her şey, içsel bir pozisyondan yönetilir.

Uzun süre önce karşılaştığım bu lunapark treni fotoğrafı beni düşündürdü.

📌 Aynı lunapark treni ama birbirinden çok farklı haller…

Kimi önde, kahkahası rüzgara karışıyor.

Kimi ortada, temkinli ama katılmaya hazır.

Kimi arkada, koltuğa çökmüş, olup biteni izliyor.

Sanki bir eğlence anı değil de hayata dair üç farklı tutumun görseli gibiydi.

Kimi kendini bırakır; gülüşü özgürleşir.

Kimi kontrole sarılır; çünkü belirsizlik onu endişelendirir.

Kimi ise sadece gözlemler; ne düşer, ne yükselir… ama hissi de yarım kalır.

💫 Hayat bazen bir lunapark treni gibi.

Ne kadar tutunursak, o kadar yoruluyoruz.

Ne zaman bırakabilirsek, o zaman gerçekten yaşıyoruz.

💯 Hepimiz zaman zaman yer değiştiriyoruz.

Ama asıl belirleyici olan şey; hayatı genelde hangi sıradan yaşadığımız.

Çünkü o eğilim, bize çok şey anlatır:

Korkularımızı, cesaretimizi, alışkanlıklarımızı, sınırlarımızı.

Farklı sıralardayız ve farklı hallerdedir bedenlerimiz.

Ama fark sadece koltukta değil...Kendimizi ne kadar bırakabildiğimizde.

📌 Belki de gerçek cesaret, gülmekten saçın bozulmasına razı olabilmektir.

Peki siz?

Hayatı genelde hangi sıradan yaşıyor gibi hissediyorsunuz?

Ve o yerin size kazandırdığı ya da sizden aldıkları neler?

Kıymetle kalın,

Elif Yeniçeri